20 Mart 2016 Pazar

Miskin günler...

Son aylarda sağdan sola, soldan sağa, koltuktan koltuğa ya da koltuktan yatağa nasıl devrilinir ihtisas yapmış durumdayım.Aldığım kilolarda bunun bir kanıtı.

Hani satürn burcuma yerleşmiş olmasa, çocuklar yormasa, sevdiceğim evine gelemiyor olmasa, depresyona girdiğimi düşüneceğim.

Ama hayır o da değil, düğün var deseler koşar sahneye atarım kendimi, içim de o derece katalizörlü.

Amaçsızlık! Derdim bu.

Bir sürü şey varken yapacak, içime oturan amaçsızlık hissinin kaynağını bulana tam 100₺ vereceğim, duyurulur😜

3 Mart 2016 Perşembe

Adım adım yaklaşıyorum...

Gezdim dolaştım yeteri kadar.Fiziken olmadığında durmadım nette de dolaştım.Siz hiç google earth açıp canlı kamerayla ülke ülke dolaştınız mı? İşte ben evde otursam, ruhumu öyle de gezdirdim.

Artık varmanın zamanı geldi.Varış noktasına ulaşmanın, pes etmeden.

Allah aşkına bu kız neden bahsediyor diyebilirsiniz? Var işte içimde bir gizemler, kendi kendime bile itiraf etmediğim.Az kaldı ama hissediyorum.Bu yazılar hep deneme...

2 Mart 2016 Çarşamba

Deli zamanlar....

Zamanı etkin kullanamayanlardanım ben, 10 sene önce başlayıp bitirmediklerm zihnime dolandığında ah vah edenlerdenim...Tamam sıkıldım kasedi değiştiriyorum, motive parçalara geçiyoruz, 30'un farkındalığına, yeniden keşfine, azıcık oturmuşluğuna ve ciddi atılan adımlara.

Başlangıç ve bitiş yazılarında iyiyimdir.Şimdi sıra geldi bitirmeden içini doldurmaya...Hatırlayanlara selam olsun😊

1 Mart 2011 Salı

Bloguma Dokunma

Zamanı verimli kullanamadığım günlerdeyim.Sevdiklerimi arayamadığım, enerjik fakat ruhsuz günlerden bazılarını geçiriyorum.Yeter artık, bahar ışık hızıyla gelsin ve kaplumbağa hızıyla yol alsın.

Blogspot üzerine yasak geliyormuş, tüm bloglar celallenmiş, bir blog sahibi olmanın heyecanını yitirdiğim günlerde, yasakların mantıksızlarına sinir olduğumdan hem nahoş anlar geçiriyor hem de hayatım boyunca bir blog sahibi olmasaydımı sorgular buluyorum kendimi.

İletişim özgürlüğü kısıtlanamaz.Bloglar kapatılır yerine başkaları gelir.Yasaklar sadece yasak olan şeylerin farklı yollardan delinmesine ve geliştirilmesine sebep olur.Siz siz olun bloglara dokunmayın.Zannediyorum ki tanıdığım tüm bloggerlar birleşirse çok fena bir şey çıkar ortaya, benden söylemesi.

22 Şubat 2011 Salı

Motivasyon için...

Ateşli günler yerini kuru öksürüğe bırakmışken, geceleri topuklarına sürdüğüm Vicksten ve sabahları içirdiğim kara turp haznesinde reaksiyona giren balla, alternatif tıptan medet uman, propolis diye birşeyin varlığından henüz haberdar olmuş, gerekirse bu maddeye sahip olmak için Maranki'nin ot toplayıcısı olmaya meyletmiş bir kadınım ben artık.

Vurulan antibiyotik iğneler, şişelerce tüketilen ateş düşürücülerin çocuğumun bünyesinde havaleden daha kötü etki edeceğine adım gibi eminim.Varsın koca karı desinler, ben kozmik bitki dünyasının müridlerinden olmaya adayım...-içine bitki bilimci kaçmış anne-

KOSGEBi önerdi sevgili görümcem, der ki, git anlat kendini, yaparsın becerirsin aç dükkanını, kulu kölesi olma godaman patronların, kendi işine sahip çık...Aktar mı açsam acaba?:P

Şaka bir yana, cesaretim bir tavanda, bir yerde.Eşim iş bulmadan godamanlara mahkumum.Yoksa öyle güzel fikirler varki kafamda...

Beni devamlı motive eden şu aşağıdaki fotoğraflar ve blog sahipleri var.Çok güzel fikirler ediniyorum sayelerinde.

Bu punch şişesi süper lohusa şerbeti dağıtır.



Böyle güzel buketi Martha görse dilini yutar.

Beşiğe bayıldım, çok şeker.

Hımm bunlar da tamamen pis boğazlıktan:)

18 Şubat 2011 Cuma

Ateşli Havale

Dilimde tek dua günlerdir.

"Allah'ım bizi ateşten koru"

Hem bu dünya da, hem diğer dünyada ve her türlü mana da...

Asım Alp'in 3. havale girişimini Çarşamba gecesi yaşadık.Antibiyotik kullanmayarak devam ettiğimiz öksürük tedavisinin 2.haftasına girmiştik.Bir türlü kesilmemişti ama korkutucu boyutlarda da değildi.

Ateş bizde hassas konu.Malesef tecrübeliyiz artık.Ama bu tecrübe 3-4 dakikalık havale nöbetlerinde hala ömrümüzden ömür götürüyor.

Havale geçirmeye yatkın bir çocuğunuz olduğunu şu şekilde anlarsınız:

-İlk havalesini 1 yaşında önce geçirdiyse,

-Sık sık ateşleniyorsa ve ateş 37,5'i geçer geçmez çocuk halsizleşiyorsa,

-Ailesinde havale hikayesi varsa.

Biz 3 maddeyi de sağlıyoruz.

Havale geçirdiğini nasıl anlarsınız:

-Ateş 15-20 dk. içerisinde hızla arttıysa,

-Çocuğunuz ateş esnasında boş bakmaya başladıysa,

-Vücudu kasıldıysa,

-Nefesi kesilip, göz kapakları dahi oynamıyorsa,

-Ağzından köpükler çıkıyorsa, çocuğunuz havale geçiriyordur.

Bu görüntüyü Allah kimseye ama kimseye yaşatmasın.

Havale sırasında ne yapmalı:

-Çocuk sağ tarafına yatırılmalı, köpükler ciğerine kaçmamalı,

-Büyük ihtimal üzerinde birşey yoktur, varsa da soyulmalı,

-Havale sırasında çok fazla sarsmamalı ve 2-3 dk.beklenerek, hastaneye kaldırmalı.

Biz ne yaptık?

Ben daha önce şahit olmuştum.Ama panik yapmaktan yine de geri kalmadım.Malesef önce işe çığlık atmakla başladım.Eşim ilk defa yaşıyordu hemen duşa soktu.Suyu kontrol ettim soğuktu.Soğuk su tutmamasını daha fazla şoka sokacağını söyledim.Kucağına aldığına ben yedek kıyafet toplamaya, Asım Alp'iı sarmak için havlu aramaya ve bir yandan da arabanın anahtarını almaya çalışıyordum.Bu arada çıkarttığım yüksek ses ve devamlı dönüp Asım Alp'i bilinçsiz görüşüm, çığlıklara sebep olmuş.Komşular kapıya toplaştıklarında biz deli gibi etrafta dolanıyorduk panikle."Kustur!" dedim eşime, ilk havalesinde kusarak kendine gelmişti.Midesine bastırdı eşim, hafif yere eğerek, kustu.O an gevşedi vücudu.Nefes almaya başladı.Sonrası acil...

Havale geçirmiş ve ateşi düşmemiş bir çocuğa ne yapmalı:

-Çok fazla tesir etmeyen ateş düşürücü şuruplar yerine fitil kullanılır.

-Pamuklu soğuk uygulama ateş düşene kadar devam ettirilir.

Görüldüğü gibi çok farklı bir yöntem yok.Biz de 6 saat boyunca ateşini bu şekilde düşürmeye çalıştık.Düşmeyen ateş son çare Novalgine iğne vurularak düşürüldü.

Şimdi şu yazacaklarımı ezberledim ben:

"Korkutucu görünümüne rağmen, ateşli havale geçirmek çocuklarda kalıcı bir hasara, nörolojik bir bozukluğa neden olmaz. Bir kez ateşli havale geçiren çocuk, ateşli olduğu dönemlerde tekrar havale geçirebilir. Yaşı büyüdükçe bu risk azalacak, 5-6 yaştan sonra ateşli havale görülmeyecektir. "Kaynak

Ateşin mikroplarla savaşta koruyucu ve mücadeleci olduğunu da biliyorum.Umudum daha da güçlendiğimiz yönünde.

Şimdi iyi oğlum, en azından ateşi yok.En kısa zamanda Çocuk Nörolojisi için randevu alıp 2,5 yaşına kadar 3 kez takrarlamış bu olayın herhangi bir sebebi olup olmadığını araştıracağız.

Allah kimseyi ateşe yaklaştırmasın!



11 Şubat 2011 Cuma

İnsan insana benzer

Bir kaç zamandır Nikki Minaj diye birinin adını ve fotoğraflarını görüyorum.Yok efendim Lady Gaga'nın Harlem Şubesiymiş, çılgınmış, tarzı varmış falan...

Yaptığı ne idüğü belirsiz müzik, tarzına da yansımış, helal olsun, özgüveni çok yüksek bir arkadaş(!)

Her neyse günlük Dailymotion gezmelerimde farkına vardığım çok düşünülmüş, masraf yapılmış garip klibinden bir görüntü yakaladım.

Bakın ne kadar benziyorlar değil mi?:)

Nikki, Bülent Ersoy'un hayatını çekerlerse mutlaka gençliğini oynamalı:P...